Düşünceler Hakkında Bilmek atsız kimdir
Yahudiler tam bir Zenci ülkesi haline gelen Filistin’den elbette Arapları sürerek orada bir Yahudi çoğunluğu yapmış oldularsa, tığ de aynı şeyi yaparak bizlere ait olan toprakları kesinlikle Türkleştirmek zorundayız.
Dokuz ay vekâlet emrinde kalan Atsız, 9 Ilkgüz 1934 tarihinde Kasımpaşa’daki Yoğunluk Gedikli Istihzar Okulu’na Türkçe öğretmeni olarak tayin olunmuşdolaşma. 1936’da ikinci eşi olan Bedriye Kadın ile evlenen Atsız’ın bu evlilikten, Siper ile Buğur adlı iki oğlu olmuştur. Atsız, ikinci eşi Bedriye Atsız’dan da Mart 1975 tarihinde ayrıktır. Atsız, Kasımpaşa’daki çokluk Gedikli Hazırlama Okulu’nda Türkçe öğretmeni olarak 4 sene kadar çalışmış ve 1938’de bu görevinden ihraç edilmiştir.
Tevrat’ın Tanrı ile âdemoğluı aynı şekilde tarif etmesi ne denli iptidai ise, dünyadan 400 km fevkya fırlatılan Moskof astronotunun, uzayın ebedî olduğunu unutarak “uzaya çıktım lakin Tanrı’yı göremedim” demesi de o derece budalacadır.[6]
Sen teşhisrsın beni fakat Varım mı var senden gayrı Bu şehirde tutunacak Dalım mı var senden gayrı
Bizde soyadı kanunun çıktığı mevsim Küçük asya Türklerinden yüzdelik doksan ilkokulinin soyadı vardı ve bu soyadları çoğu el “oğlu” ile bitiyordu. Çapanoğlu Ahmet, Kadıoğlu Mehmet, Göcenoğlu filan, Mızrakoğlu filan… Tarihimizde bile bu tür soyadları iyi ongun vardı: Osmanoğlu Gaye, Aydınoğlu Umur, Karamanoğlu İbrahim ve kafakaları… Şimdi aldatmaışılmış ve dilin mimarisına reva düşmüş bu adları buzakıp da İbrahim Karamanoğlu, Gaye Osmanoğlu demekte mana var mı idi? Yoktu amma oldu işte.
Fakat 4 mahiye bir anlatım Adlî Tıp tarafından kabul edilmemiş ve "reviri olan cezaevinde kalabilir" şeklinde değmeslektirilmiştir.
Hüseyin Nihal Atsız romana hitaben “bağırsakimizdeki şeytanlar” adlı uzun makalesinde şu ifadeleri kullanmıştır:
Barış, savaşın sair metotlarla devamı ve silahlı savaşa hazırlığın ayrı bir şeklidir.
He was foremost known for his nationalist views, his active campaign against Turkish communists, and his embracing of Tengriistic ancient indir Turkic traditions. Atsız viewed racism and pan-Turkism kakım the two main components of Turkish nationalism and disputed the ideologues of the likes of Ziya Göhatır or Hamdullah Suphi Tanriöver who didn't share his views regarding racism,[27] however, according to him, racism "is mp3 hamiş about measuring head, analysing blood or counting seven ancestors bey a couple of phony zanies claimed"[28] and during the Racism-Turanism trials, he stated he counts partly non-Turks who served Turkishness a lot (e.
nun çıkardığı, lisede ders kitabı olarak okutulan dört cilt halindeki bu kitaplarda bulduğunu iddia ettiği temelsizlar konusunda yavaş eleştirilerde bulunuyordu.
İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna gelindiği ve Türkiye’nin bile ideolojik çatışmalara görüntü evetğu bu yıllarda Atsız, Orhun Dergisi’nin bir adetsında dönemin başvekilı müzik Şükrü Saracoğlu’na bir çağrı yayınladı. Tepki uyandıran bu mektubun indir peşi sıra Nihal Atsız, Boğaziçi Lisesi’ndeki görevinden hileındı ve Orhun Dergisi yine kapatıldı.
Orhun dergisi bile Bakanlar Oturmuş hükümı ile gene kapatılmış, bu arada Millî Yetişek Vekilı Hasan Âli Yücel, Ankara Musiki Muallim Mektebi indir öğretmeni Sabahattin Ali’yi Atsız aleyhine hakaret davası açcevher isteklendirme etti. Hakaret davasının karar oturumunda, 6 aya mahkum edilen Atsız’ın cezası hâki aracılığıyla 4 aya indirilmiş ve 4 aylık bu ukubet da ertelenmiştir. Atsız, cezasının ertelenmesine mukabil mahkemenin bapsından çıkarken tevkif edilmiştir. Yargıevi sonucunda Atsız 6,5 sene hapse mahkûm olmuşdolaşma.
Ama 1955 Sonbahârı “İNCE MEMED” ilk piyasaya çıkdığı vakit Atsız’ın bunu nasıl telgrafâşla getirdiğini ve bana da okutduğunu çok hayırlı geçekırlıyordum.
Karar mukannenti, fakat Hüseyin Nihal'in vakayiname enfarktüs, faziletli gerilim ve yoğun romatizmadan şikayetle Haydarpaşa Göstermelik Hastanesi’ne yatışı konstrüksiyonldı. Ayrıca hakkında “cezaevine konulamaz” raporu de verildi. Ama Adli Tababet yalnızca 4 maaş bir süreci akseptans etti. Bu sebepten rapor “Reviri olan bir cezaevinde kalabilir” olarak yeniden düzenlendi. Böylecene İnfaz Müddeiumumilığı 14 Son teşrin 1973’te Hüseyin Nihal’i evinden aldırarak Toptaşı Mahbes’ne yerleştirdi.